Geçtiğimiz günlerde üst düzey yönetici kadrosuna yönelik “Liderlik ve Değişim” başlıklı bir eğitim gerçekleştirdim. Her biri alanında deneyimli, stratejik karar alma süreçlerinde sorumluluk sahibi olan yöneticilerle bir araya gelmek, hem dönüştürücü hem de ilham verici bir deneyimdi.
Bu eğitimde temel amacımız, değişimin hızla evrildiği bir dünyada liderlik becerilerinin nasıl yeniden tanımlandığını ve dönüştüğünü birlikte keşfetmekti. Çünkü artık liderlik sadece yön vermek değil, aynı zamanda uyum sağlamak, duygusal dayanıklılık göstermek ve ekipleri geleceğe hazırlayacak kültürü oluşturabilmektir.
Değişimin Direncinden, Dönüşümün Gücüne
Eğitimin ilk bölümünde değişimin doğasını ve insan zihninde yarattığı direnci konuştuk. Özellikle belirsizlik dönemlerinde liderlerin sadece stratejik değil, psikolojik güvenlik sağlayan figürler olarak da öne çıkması gerektiğini vurguladık. Bu noktada, katılımcılarla birlikte liderlerin kendi düşünce kalıplarını fark etmeleri, zaman zaman “bildiklerini unutmaları” (unlearn) gerektiği üzerine yoğunlaştık.
Duygusal Zeka ve Etki Alanı
Liderliğin duygusal boyutuna dair yapılan çalışmalar, empati, özfarkındalık ve ilişki yönetimi gibi yetkinliklerin strateji kadar kritik olduğunu gösteriyor. Eğitim süresince bu alanlarda içgörü kazandırmayı hedefledik. Özellikle dönüşüm süreçlerinde ekibin motivasyonunu canlı tutmanın yolu, liderin duygusal zekasını aktif biçimde kullanmasından geçiyor.
Geleceğe Hazırlıklı Liderlik
Katılımcılarla birlikte geleceğin liderlik becerileri üzerine çalışırken; çevik düşünebilen, öğrenmeye açık, dinleyen ve sistem kurabilen liderliğin nasıl inşa edileceğini tartıştık. Sürdürülebilir değişim, bireysel farkındalıkla başlar; kurum kültürüyle büyür.
Her kurumun dönüşüm yolculuğu, liderlerinin bakış açısıyla şekillenir. Bu eğitim sürecinde gördüm ki; üst düzey yöneticilerin öğrenmeye, değişimi sahiplenmeye ve ekiplerini bu yolda desteklemeye dair güçlü bir iradesi var. Bu irade, kurumlar için büyük bir güç.
Bu eğitimi gerçekleştirme fırsatı bulduğum tüm katılımcılara ve bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ederim. Dönüşümün liderlikle mümkün olduğunu bir kez daha birlikte deneyimledik.